Turgut uyar en Güzel Sözleri, turgut uyar şiirleri ,Turgut uyar kimdir,turgut Anlamlı sozleri,turgut uyar kitap alıntıları, turgut uyar hakkında kısa bilgiler
Bir biz ikimiz varız güzel öbürleri hep çirkin.
Ancak durursa anlaşılır saatin kaç olduğu.
Ve oturuldu bir takım şeyler söylendi.. İmla kurallarıyla mutsuzluk üstüne.
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım. Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum.
Düşünüyorum da biz büyüyerek çocukluk etmişiz.
Biri kurbağa öper, biri yüzyıllarca uyur, biri 7 cüceyle yaşar, biri kuleye kapatılır. Bir masal prensesi olsan bile kadınlık zor.
Yaz yağmurları misali yıllarca, yağmış durmuşum kendi içime…
“Her şeyden biraz kalır” diyor birileri, çoğunlukla haklılıktır. Kavanozda biraz kahve, kutuda biraz ekmek, insanda biraz acı…
İşte, ben hep böyle bildiği gibi: Kaderi öpüp başıma koymuşum, gülüşüm, oturuşum, konuşuşum…Belli efendim, besbelli yaşamaktan soğumuşum.
Toprak, sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar?
Tel cambazı istiyordu ki dünya istediği gibi olsun. Bile bile aldanmaya vardırıyordu işi. Ama olmuyordu kendisi vardı.
Belki de asıl ustalık budur; her zaman acemi olmayı bilmek.
Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta, Her şey naylondandı o kadar.
Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.
Herkes kendi derdinde anca, herkesin yüreği lime lime…
“Kadınları mutlu etmenin 20 yolu” diye bir sürü gereksiz haber çıkıyor. Tek maddede açıklıyorum.: Dürüst olun yeter
Mutsuzluktan söz etmek istiyorum. Dikey ve yatay mutsuzluktan. Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun sevgim acıyor.
Bu hüznü siz de bilirsiniz… Anlat deseniz anlatamam. Enine boyuna yaşarım ancak…
Ne o beni kandırmıştı. Ne ben onu baştan çıkarmıştım. İkimizde bildiklerimizin ötesine, bulduklarımızın üstüne çıkmak istemiştik. Bir noksanlığı var sanıyorduk bütün olanların belki. Ama aslında bütünlüklerimize bahaneydik.
Elbet hep böyle geçmeyecek ömrüm, biliyorum bu çeşit yaşamak, zor. Kim bilir tanrım, kim bilir hangi güzel yerde beni, hangi ölesiye sevda bekliyor?
“Böyle sessiz ayrılıklarda
Her şey önceden belli olur
En güzel zamanında, aşkın ve hayatın İnsan deli olur…”
Bir insan birini yalnızken hatırlıyorsa sevmemiştir, ansızın aklına getirip yalnızlaşıyorsa . İşte o zaman sevmiştir.
“Nasıl kısa kesmeli bilmiyorum?
Herkesin derdinden pay isterken.
Uzak kaderlerin suları çağlar simdi
Yıldızlar dökülür sonsuza içimizden.”
Tel cambazı istiyordu ki dünya istediği gibi olsun. Bile bile aldanmaya vardırıyordu işi. Ama olmuyordu kendisi vardı.
“Hiçbir şey umurumda değil diyorum; “Aşktan ve umuttan başka”
“Ey canımın güftesi, eylülün ikinci haftasıydı o sıra
Bana gülümseyerek getirdiğin bir bardak suydu o sıra”
– Ekmek yiyelim tereyağı yiyelim çocuk büyütelim
Sen beraber yatacağımız yatakları hazırla
Sen bir onu yap yeter bak göreceksin.”
“Herkes ne zaman ölür; elbet gülünün solduğu akşam!
Aldım anlayamadım; öldüm anlayamadım almadığım bir akşam…”
Cümbür cemaat aşka abanıyoruz.
Ben aslında her şeyi sonradan öğrendim.. Herkes herkesi sonradan öğrenirmiş; bunu da sonradan öğrendim.
Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
Her şey naylondandı o kadar.
Yalnızlıksız bir ıslak halat, suları beni ıslatan.
Çok üşürdük hep üşürdük üşümekti bütün yaşadığımız
Üşürdü ellerimiz aşkımız sonsuz uzun sakallarımız
Bir Kalır uzun kitaplarda anısı çok üşüdüğümüzün
Turgut Uyar Kitapları Alıntı Sözleri
Başınn o ağrısı beni görüncedir
ana baktıkça yalnızlığın geliyor aklına
Biliyoruz neyi bölüştüğümüzü. Konuşmasak da
Bozuk bir saattir yüreğim hep sende durur..
Herkes bıraksın senin için olurum laflarını. Önce kendiniz için yaşamayı öğrenin, sonra başkası için olursunuz .
Ne o beni kandırmıştı. Ne ben onu baştan çıkarmıştım. İkimizde bildiklerimizin ötesine, bulduklarımızın üstüne çıkmak istemiştik. Bir noksanlığı var sanıyorduk bütün olanların belki. Ama aslında bütünlüklerimize bahaneydik.
Eylül toparlandı gitti işte ekim falan da gider bu gidişle.
Sana diyeceğim şu ki küçüğüm; büyüme! Hayat seni de mahveder.
Şimdi otobüs gelir biner gideriz dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç.
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar şu aranıp duran korkak ellerimi tut bu evleri atla bu evleri de bunları da göğe bakalım..
Sen nereye ben oraya adım adım.. İnsan sevdikçe iyileşiyor, artık anladım.
Hayatın kutlu olsun sevgilim ki sana değişe değişe aktım.
Kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde, kaç kilo çekerdi yalnızlık.. Kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının.
Ben seni uyuttum, seni karıştırdım,seni şaşırdım bir şeyler akıp akıp giderdi, dünyada başvurduğum bir şeydin, yalnızlığım gibi ..yanında sonsuz durduğum.
Durduğum yer benim değil iken, gidebilecek bir yerimin olmaması ne acı; gidebilecek bir yerim yok iken hala ve inatla durmayışım ne gaflet; nihayetinde olmuyorken yaşıyor olan insanın, yaşıyorken olduğunu bilmemesi bu, bu ne tuhaf bi’ hayret.
Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.
Ne yapalım bari bağışlayalım birbirimizi.
Bozuk bir saattir yüreğim hep sende durur..
Herkes bıraksın senin için olurum laflarını. Önce kendiniz için yaşamayı öğrenin, sonra başkası için olursunuz .
Şimdi dolaşıp duruyor aramızda. Kıpkırmızı bir duygu olarak Doğudan batıya bir güz halinde Çılgın ve hüzünlü”
Bazen sadece onun sende bıraktığı izleri özlersin, her şarkıda ayrı bir hatıra saklıdır sanki; istesen de silemezsin.
Herkes ne zaman olur? Elbet gülünün solduğu akşam.
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım. Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum.
Sen, bizim için hala o ezeli sırsın. Sen de, bizi bilmiş olsan, başkalaşırsın…
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım
Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.
Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş
Ne kadar sürebilir ölümün en son düşünülmesi gereken bir kurtuluş olduğu
En Güzel Turgut Uyar Şiirleri
Göğe Bakma Durağı
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yanab otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat.
Akşamüstü Rüyası
Şimdi gemiler geçer uzaklardan
Gönlüm güvertede sereserpedir.
Işıklı geceler,saz sesleri, peynir ekmek
Ne biletim ne param ne dostum var
Pır pır eder yüreğim bakındıkça…
Uyan Turgut um, garibim, uyan Bura Terme’dir.
Terme köprüsünden kamyonlar geçer,
Irgatlar üç orada beş burada konuşurlar
Bir gece başlar, yarı siyah, yarı kırmızı
Cigaramı yakar evime dönerim…
Gidin gemiler, gidin
Vardığınız yerlere selam edin
Gün olur bütün kaygılardan uzak
Ben de gelirim…
***
Yokuş Yol’a
Güllerin bedeninden dikenlerini teker teker koparırsan
dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar
dikenleri kopardığın yerleri bir bahar filân sanırsan
kürdistan’da ve muş – tatvan yolunda bir yer kanar
muş – tatvan yolunda güllere ve devlete inanırsan
eşkıyalar kanar kötü donatımlı askerler kanar
sen bir yaz güzelisin, yaprakların ekşi, suda yıkanırsan
portakal incinir, tütün utanır, incirler kanar
bir yolda el ele gideriz, o yolda bir gün usanırsan
padişahlar ve muşlar kanar, darülbedayiler kanar
muş – tatvan yolunda bir gün senin akşamın ne ki
orada her zaman otlar otlar ergenlikler kanar
el ele gittiğimiz bir yolda sen git gide büyürsen
benim içimde çok beklemiş, çok eski bir yer kanar.
***
Tut Ki Ben
tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan
ya da çok iyi bir şiir yazsan
bir saatin aralıksız işleyişi
bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi
bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi
onun için her akşamı iyi yaşamalıyım
yani kıskanılan onu
demek istediğim hepsi
***
Kan Uyku
Bir biz varız güzel öbürleri hep çirkin
Birde bu terli karanlık
Sonra bir şey daha var muhakkak ama adını bilmiyorum
Nereden başlasam sonunda o ışıkla karşılaşıyorum
Yarı çıplak utanmaz bir kadın resmini aydınlatıyor
Akşam oluyor ya bir türlü inanamıyorum
Oturmuş iri yapılı adamlar esrar çekiyorlar
Daha bir aydınlık olsun diye içtikleri su
Sarı toprakdan testileri güneşte pişiriyorlar
Bir korkuyorum yanlız kalmaktan bir korkuyorum
Gündüzleri delice çalışıyorum geceleri kadınlarla yatıyorum
Sonra birden büyümüş görüyorum ağaçları
Kısrakları birden yavrulamış
Havaları birden güneşli
Kadınlarla yattığım yetse ya
Birde kadınlarla yattığıma inanmam gerekiyor
Hoşlanmıyorum
***
Aramızdaki
sevgilim sevgilim
kuzey sanrısı gibidir
geceyi beşe filan böler
sonra ayılar hüzünden ölmez
sevgilim sevgilim
açlıktan ölür onlar
işte bundan ötürü
hüznü artık bir ayıya bıraktım
sevgilim sevgilim
bir ayıya
ister ormanda kullansın
ister buzdağında
hayatın kutlu olsun sevgilim
ki sana değişe değişe aktım
kimi zaman bir japon gibi uykusuz kaldım
uykusuz kalır mı onlar bilmem aslında-
sevgilim sevgilim
bir orman gibi çoğal aramızda
şehirden bir çocuk olarak şurda burda
bir sabuntozu markasında köpürerek
çınarın tutsaklığını
ve menekşenin tutsaklığını
ve menekşenin sevincini yaşa
sevgilim sevgilim
hüzüne yer var hayatımızda
***
Kimsede Görmediğim
Kimsede görmediğim bir şiir
yüzü al ve akşamı aşıyor
Eski bir tanrı gibi kendi dininde
Uzun süren bir dönemi düşlüyor olmalı
İçindeki bir içkinin sıcaklığında
Suskunluğu bir başkaldırı olmalı
Elleri ayakları sinemalara bulaşmış
Romanlara bulaşmış
Genel helalara bulaşmış
Dağları iyi bilmediğinden
Denizleri anımsamış olmalı
Gözleri o yüzden çırpıntılı
Kara başlıklı geçmiş,
Sonsuz gelecek
Şimdi burda vakit gece ya
Bir yerlerde ey gözleri maden
Gündüz olmalı
aşın içinde bir gündüz
Demirin,, ağacın.
***
Acıyor
Mutsuzlukdan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
Sevgim acıyor
Biz giz dolu bir şey yaşadık
Onlarda orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak
En başta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahası gün ışığına vurup da
öteden beri yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi
sevgim acıyor
Yazık sevgime diyor birisi
Güzel gözlü bir çocuğun bile
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar
Ve o kadar
Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
İlkbahar geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse
Eylül toparlandı gitti işte
Ekim filanda gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar.
***
Senfoni
Önce sesin gelir aklıma
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli
Sonra cumartesi günleri gelir
Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.
Kırk kere söyledim bir daha söylerim
Savaşta ve barışta, karada ve denizde,
Düşkünlükte ve esenlikte
Zamanımız apayrı bize göre
Yanyana olduk mu elele
Aç kalsak ağlamayız biliyorum.
İçim güvercinleri okşamış gibi rahat
Sen yanımdayken ister istemez
Geniş meydanlarda akşam üstleri
Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar.
Sen yanımdayken ister istemez
Uzak ırmakları hatırlıyorum.
Arasıra düşmüyor değil aklıma
Yabancı kadınların sıcaklığı
Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım
Yanında ihtiyarlamak istiyorum…
Turgut Uyar Hakkında Bilgiler
En önemli şairlerimizden olan Turgut Uyar, 4 Ağustos 1927 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. Ahmet Turgut Uyar, altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya gelir. Babasının subay olması nedeniyle sürekli şehir dışı ikametinin olması Turgut Uyar çocukluk yıllarında çok etkilemiş, hep bir eksik yanı olmuştur. Bundan dolayı oldukça hassas olan Turgut Uyar bir şiir ruh haline bürünür. O kadar içli bir çocuktu ki ağabeyleri sataştığı zaman gözleri dolar, hemen ağlardı. Bu durumu fark eden annesi ona hep içli bir çocuk olarak tanımlardı.
Ankara’da ilköğretimini tamamlayan Turgut Uyar, bazı nedenlerden dolayı Konya’da geri kalan eğitimini tamamlar. Askeri Liseden mezun olan Uyar, Kars’ın ilçesi olan Posof’a yerleşir. ( Ardahan’ın il olması sonrasında Posof Ardahan’a bağlanır) Burada Askeri memur olarak çalışır. 4 Yıl burada memurluk yapar. Sonrasında 2 yıl Samsun, 4 yıl Ankara’da memur olarak çalıştıktan sonra memurluktan istifa eder. Askeri memurluk mesleğini severek yapmadığını belirten şair, 1967 yılına kadar SEKA’da çalışır ve burada emekliye ayrılır. Emekli olduktan sonra Ankara’dan İstanbul’a giderek oraya yerleşir.
Turgut Uyar, İstanbul yaşamı öncesinde yani henüz öğrencilik yıllarında evlilik yapar. Öğrenciliğinin son yıllarında yaptığı bu evlilikten üç tane çocuğu olur. Ancak yaptığı bu evlilik boşanma ile sonuçlanır. Daha sonra şair Ankara’da öykü yazarı Tomris Uyar ile tanışır ve evlenir.
Fazla alkol tüketimi nedeniyle siroz hastalığına yakalanan ömrünün son dönemlerinde büyük sıkıntılar çeken Turgut Uyar, 22 Ağustos 1985 yılında yaşama gözlerini yumar.
Şiir Kitapları;
Arz-ı Hal(1949)
Türkiyem(1952-1963)
Dünyanın En Güzel Arabistanı(1959)
Tütünler Islak(1962)
Her Pazartesi(1968), Divan (1970)
Toplandılar(1974)
Kayayı Delen İncir(1982)
Dün Yok mu(1984)